Antik sanat formları yüzyıllardır hikayeler bahsetmek için kullanılmıştır. Mağara resimlerinden heykellere ve mozaiklere kadar sanatçılar, eserlerini zamanlarının vakalarını kaydetmek, insan durumu üstüne düşünmek ve tanrısal olanla haberleşme oluşturmak için kullanmışlardır.
Bu yazı, antik sanat formlarında sanat ve süre arasındaki ilişkiyi inceleyecektir. Değişik sanat formlarının değişik türden anlatıları iletmek için iyi mi kullanılabileceğini ve sanatçıların çalışmalarında tarihi bir tema olarak iyi mi kullandıklarını tartışacağız.
Ek olarak antik sanat formlarının tanrısal olanla haberleşme oluşturmak için iyi mi kullanıldığını da ele alacağız. Birçok kültürde sanat, tanrılar ve ruhlarla irtibat kurmanın bir yolu olarak görülüyordu ve sanatçılar çoğu zaman insan dünyası ile tanrılar dünyası içinde aracı olarak görülüyordu.
Antik sanat formlarında sanat ve süre arasındaki ilişkiyi keşfederek, sanatın insan kültüründe oynadığı rol ile alakalı daha derin bir anlak kazanabiliriz. Ek olarak sanatçıların çalışmalarını insan durumunu yansıtmak ve tanrısal olanla haberleşme oluşturmak için iyi mi kullandıklarını da öğrenebiliriz.
Antik sanat formları, mağara resimlerinden heykellere ve mozaiklere kadar her şeyi kapsayan geniş ve muhtelif bir kategoridir. Bu sanat formları binlerce senelik bir müddet süresince yaratılmıştır ve onları üreten değişik kültürleri ve toplumları yansıtırlar.
Çeşitliliklerine karşın, antik sanat biçimleri birtakım ortak özelliklere haizdir. Antik sanatın en çarpıcı özelliklerinden biri sembolizm kullanımıdır. Sanatçılar çoğu zaman ölüm, doğurganlık ve ahiret şeklinde soyut kavramları temsil etmek için semboller kullanmışlardır.
Antik sanatın bir öteki ortak özelliği de anlatıya vurgu yapmasıdır. Birçok antik sanat biçimi, zamanı vakalar ya da mitolojik figürler ile alakalı hikayeler bahsetmek için kullanılırdı. Bu hikayeler çoğu zaman etik dersler vermek ya da dünyanın kökenlerini açıklamak için kullanılırdı.
Antik sanatta sembolizm ve anlatının kullanması, bu kavramların antik kültürlerdeki önemini yansıtır. Sembolizm, kompleks fikirleri her insanın erişebileceği bir halde iletmek için kullanılırdı ve anlatı, etik dersler vermek ve insanların etrafındaki dünyayı açıklamak için kullanılırdı.
Antik Sanat
Antik sanatın zamanı, insanların mağara resimleri yaratmaya başladığı Paleolitik döneme kadar uzanmaktadır. Bu resimler, hayvanları, av sahnelerini ve onları yaratan insanoğlu için mühim olan öteki görüntüleri tasvir eder.
İnsan toplumları daha kompleks hale geldikçe, sanatları da karmaşıklaştı. Neolitik dönemde, insanoğlu heykeller ve öteki 3d nesneler yaratmaya başladılar. Bu nesneler çoğu zaman dini amaçlar için kullanılıyordu ve çoğunlukla tanrıları ve tanrıçaları tasvir ediyorlardı.
Bronz Çağı’nda sanat daha seküler olmaya başladı. İnsanlar zevk için sanat yaratmaya başladı ve ek olarak birbirleriyle haberleşme oluşturmak için sanatı kullanmaya başladılar. Bu zamanda Mısır piramitleri ve Yunanistan tapınakları şeklinde anıtsal mimarinin yükselişi görüldü.
Demir Çağı, Orta Şark ve Asya’da yeni medeniyetlerin yükselişine şahit oldu. Bu medeniyetler, Asur kabartmaları ve Çin pişmiş toprak ordusu da dahil olmak suretiyle antik sanatın en meşhur eserlerinden kimilerini üretti.
Antik dünya, MS beşinci yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun çöküşüyle sonlanmış oldu. Sadece antik dünyanın sanatı, Orta Asır’da ve ondan sonra sanatçıları etkilemeye devam etti.
Antik Sanat Türleri
Antik sanatın birçok değişik türü vardır ve her birinin kendine has özellikleri vardır. En yaygın antik sanat türlerinden bazıları şunlardır:
- Mağara resimleri
- Heykeller
- Mozaikler
- Çömlekçilik
- Tekstil
- Metal işçiliği
- Mimarlık
Bu sanat türlerinin her birinin kendine has bir zamanı ve gelişimi vardır. Örnek olarak, mağara resimleri en eski sanat biçimlerinden bir tanesiydi ve Paleolitik dönemde insanoğlu tarafınca yaratıldılar. Öte taraftan heykeller, Neolitik döneme kadar yaygınlaşmadı.
Değişik kökenlerine karşın, bu sanat türlerinin tamamı birtakım ortak özelliklere haizdir. Antik sanatın en çarpıcı özelliklerinden biri sembolizm kullanımıdır. Sanatçılar çoğu zaman ölüm, doğurganlık şeklinde soyut kavramları temsil etmek için semboller kullanmışlardır.
Antik Sanat Biçimleri | Özellikler |
---|---|
Anlatı | Sanat yöntemiyle öykü bahsetmek |
Goblen | Dokuma tekstil sanatı |
Zamansal | Tarihi temsil etmek |
Dokuma | İplikleri iç içe geçirerek sanat yaratmak |
2. Antik Sanat
Antik sanatın zamanı, Neolitik dönemde insan uygarlığının başlangıcından MS 5. yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun çöküşüne kadar 5.000 yılı aşkın bir süreci kapsar. Bu vakit zarfında, sanat dünyanın dört bir tarafındaki birçok değişik kültürde gelişti ve her birinin kendine has sanatla alakalı gelenekleri vardı.
Antik sanatın en eski örneklerinden bazıları, insanların kalıcı yerleşimler kurmaya ve daha kompleks toplumlar geliştirmeye başladığı Neolitik dönemden gelmektedir. Bu erken sanat eserleri içinde mağara resimleri, figürinler ve çanak çömlekler yer almıştır.
Bronz Çağı’nda sanat daha kompleks hale geldi ve bu erken medeniyetlerin artan toplumsal ve politik karmaşıklığını yansıtmaya başladı. Bu zamanda Mısır piramitleri ve Mezopotamya tapınakları şeklinde anıtsal mimarinin yükselişine şahit olundu.
Demir Çağı, dünyanın birçok değişik kültüründe sanatın daha da gelişmesine şahit oldu. Bu zamanda, Avrupa ve Akdeniz’deki sanat üstünde derin bir tesiri olan Yunan ve Roma imparatorlukları yükselişe geçti.
MS 5. yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun çöküşü antik dünyanın sonunu ve Orta Asır’ın başlangıcını işaret etti. Sadece antik dünyanın birçok sanatla alakalı geleneği bu zamanda de uygulanmaya devam etti ve nihayetinde Rönesans sanatının ortaya çıkmasına niçin oldu.
3. Antik Sanat Türleri
Antik sanat, kullanılan malzemelere, uygulanan tekniklere ve sanat eserinin amaçlanan amacına gore muhtelif türlere ayrılabilir. En yaygın antik sanat türlerinden bazıları şunlardır:
- Tarih öncesi sanat
- Mısır sanatı
- Yunan sanatı
- Roma sanatı
- Afrika sanatı
- Asya sanatı
- Yerli Amerikan sanatı
- Okyanusya sanatı
- Kolomb öncesi sanat
Bu antik sanat türlerinin her birinin kendine has özellikleri ve zamanı vardır. Örnek olarak, tarih öncesi sanat sıradan şekiller ve formların kullanımıyla karakterize edilirken, Mısır sanatı kompleks hiyeroglifleri ve dini sembolizmiyle bilinir. Yunan sanatı çoğu zaman güzelliği ve dengesiyle övülürken, Roma sanatı gerçekçiliği ve teknik becerisiyle bilinir.
Antik sanatın değişik türleri bizlere geçmişe dair kıymetli bir perspektif sağlayabilir. Bizlere antik kültürlerin inançları, değerleri ve gelenekleri ile alakalı data verebilir ve sanatın süre içerisindeki gelişimini anlamamıza destek olabilir.
4. Antik Sanat ve Kültür
Antik sanat, onu üreten kültürlerin bir yansımasıdır. Antik çağlarda yaratılan değişik sanat biçimleri, o kültürlerde yaşayan insanların inançlarından, değerlerinden ve geleneklerinden etkilenmiştir.
Örnek olarak, eski Mısır sanatı, Mısırlıların diğer dünyaya olan inançlarından büyük seviyede etkilenmiştir. Mısırlı sanatçılar, ölen ferdin diğer dünyaya yolculuğuna destek olmak için allah ve tanrıçaların resimlerinin yanı sıra günlük hayattan görüntüler de yaratmışlardır.
Antik Yunan sanatı da Yunanlıların itikat ve değerlerinden etkilenmiştir. Yunan sanatçılar insan formunu idealize edilmiş bir halde tasvir eden heykeller ve resimler yaratmışlardır. Ek olarak allah ve tanrıçaların resimlerinin yanı sıra Yunan mitolojisinden görüntüler de yaratmışlardır.
Antik Roma sanatı, Romalıların askeri hünerlerinden ve güç sevgilerinden etkilenmiştir. Romalı sanatçılar, Roma askerlerini ve Roma tarihinden sahneleri tasvir eden heykeller ve resimler yaratmışlardır. Ek olarak Roma tanrıları ve tanrıçalarının resimlerini de yaratmışlardır.
Antik Çin sanatı, Çin halkının doğaya olan saygısından etkilenmiştir. Çinli sanatçılar manzaraları, çiçekleri ve hayvanları tasvir eden resimler ve heykeller yaratmışlardır. Ek olarak Çin tanrıları ve tanrıçalarının resimlerini de yaratmışlardır.
Antik Hindistan sanatı, Hint halkının karma ve reenkarnasyona olan inancından etkilenmiştir. Hintli sanatçılar, Hindu allah ve tanrıçalarını ve Hindu mitolojisinden sahneleri tasvir eden heykeller ve resimler yaratmışlardır. Ek olarak Buda’nın resimlerini de yaratmışlardır.
Antik Mezoamerika sanatı, Mezoamerika halkının dönemin döngüsel doğasına olan inancından etkilenmiştir. Mezoamerikalı sanatçılar, dinlerinin tanrılarını ve tanrıçalarını ve mitolojilerinden sahneleri tasvir eden heykeller ve resimler yarattılar. Ek olarak güneş, ay ve yıldızların resimlerini de yarattılar.
Antik Afrika sanatı, Afrika halkının ataların gücüne olan inancından etkilenmiştir. Afrikalı sanatçılar, ataları ve günlük hayattan sahneleri tasvir eden heykeller ve resimler yaratmışlardır. Ek olarak hayvan ve nebat resimleri de yaratmışlardır.
Antik Okyanusya sanatı, Okyanusya halkının toprağın önemine olan inancından etkilenmiştir. Okyanusya sanatçıları, toprağı, denizi ve gökyüzünü tasvir eden heykeller ve resimler yaratmışlardır. Ek olarak allah ve tanrıçalarının resimlerini de yaratmışlardır.
5. Antik Sanat ve Din
Antik sanat çoğu zaman dini inançları ve fikirleri anlatım etmek için kullanılırdı. Bu, Mısır piramitleri, Yunan tapınakları ve Maya kalıntıları şeklinde antik medeniyetlerden günümüze ulaşan birçok dini sanat eserinde açıkça görülür.
Birçok antik kültürde sanat, tanrılar ya da öteki doğaüstü güçlerle haberleşme kurmanın bir yolu olarak görülüyordu. Örnek olarak, Mısırlılar piramitlerin firavunların diğer dünyaya emin bir seyahat yapmasını sağlamanın bir yolu olduğuna inanıyorlardı. Yunanlılar tanrılarını ve tanrıçalarını onurlandırmak için tapınaklar kullanıyorlardı ve Mayalar dini inançlarını tasvir etmek için detaylı duvar resimleri ve heykeller yarattılar.
Antik sanat, tanrılarla haberleşme kurmanın bir yolu olmasının yanı sıra, insanları dini inançlar ile alakalı eğitmek için de kullanılıyordu. Örnek olarak, antik tapınaklarda ve saraylarda bulunan birçok allah ve tanrıça imgesi, insanlara bu kültürlerde tapınılan değişik tanrılar ile alakalı data vermeye destek oluyordu.
Antik sanat, onu yaratan insanların dini inançlarına dair içgörüler de sağlayabilir. Antik sanatta tasvir edilen imgeleri ve sembolleri inceleyerek, geçmişteki insanların etraflarındaki dünyayı anlamalarının değişik yollarını öğrenebiliriz.
6. Antik Sanat ve Teknoloji
Antik sanat ve teknoloji sıkı sıkıya iç içedir. Yeni teknolojilerin geliştirilmesi çoğunlukla yeni sanat biçimlerine yol açmış ve sanatın kullanması da hızla gelişen teknolojinin ilerlemesine destek olmuştur.
Örnek olarak, Neolitik dönemde çömlekçi çarkının icadı daha kompleks ve incelikli çanak çömlek kapların yaratılmasını olası kıldı. Bronz Çağı’nda metal işçiliğinin gelişmesi yeni aletlerin ve silahların, ek olarak daha detaylı mücevherlerin ve süs eşyalarının yaratılmasına yol açtı. Ve Orta Asır’da matbaanın icadı kitapların ve öteki matbu materyallerin seri üretimini olası kıldı ve bu da data ve okuryazarlığın yayılmasında derin bir etkiye sahipti.
Sanatçıların emek harcaması için yeni malzemeler ve araçlar sağlamanın yanı sıra teknoloji, sanatın yaratılma ve deneyimlenme biçimini de etkiledi. Örnek olarak, 19. yüzyılda fotoğrafçılığın gelişmesi, foto muhabirliği ve portre şeklinde yeni sanat türlerinin ortaya çıkmasına yol açtı. Ve 20. yüzyılda netin ortaya çıkması, sanatçıların çalışmalarını daha ilkin olası olmayan şekillerde küresel bir kitleyle paylaşmasını olası kıldı.
Sanat ve teknoloji arasındaki ilişki kompleks ve devamlı gelişen bir ilişkidir. Yeni teknolojiler ortaya çıktıkça, sanatı yaratma ve deneyimleme biçimimizi şekillendirmeye devam edecekler.
7. Antik Sanat ve Tecim
Antik sanat, yüzyıllardır kültürler arasındaki ticareti kolaylaştırmak için kullanılmıştır. Tecim malları, onları üreten kültürleri temsil eden resimlerle süslenmiştir ve bu resimler, değişik halklar içinde dünyaya dair ortak bir anlak yaratılmasına destek olmuştur. Ek olarak, sanat bir para birimi biçimi olarak kullanılmış ve çoğu zaman yöneticiler ve liderler içinde armağan olarak takas edilmiştir.
Tecim sanatının en eski örneklerinden bazıları, insanların uzun mesafelerde mal alışverişinde bulunmaya başladığı Neolitik dönemden gelmektedir. Bu nesneler çoğu zaman onları üreten kültürler için mühim olan hayvan, nebat ve öteki sembollerin resimleriyle süslenmiştir. Tecim ağları genişledikçe, ticareti meydana getirilen nesnelerin yelpazesi ve temsil edilen muhtelif sanatla alakalı stiller de genişlemiştir.
Antik dünyada, tecim çoğu zaman insanları bir araya getirmenin ve bir camia duygusu yaratmanın bir yolu olarak görülüyordu. Mal ve düşünce alışverişi yeni teknolojilerin ve sanatla alakalı tarzların yayılmasına destek oldu ve ek olarak yeni haberleşme biçimlerinin geliştirilmesine yol açtı. Sanat bu süreçte yaşamsal bir rol oynadı ve değişik kültürler içinde dünyaya dair ortak bir anlak yaratılmasına destek oldu.
Tecim sanatının en meşhur örneklerinden bazıları İpek Yolu, Sahra Ötesi tecim yolları ve Hint Okyanusu tecim yollarıdır. Bu yollar dünyanın değişik bölgelerini birbirine bağlamış ve mal, düşünce ve kültür alışverişine imkan elde etmiştir. Sanat bu süreçte yaşamsal bir rol oynamış ve değişik kültürler içinde dünyaya dair ortak bir anlak yaratılmasına destek olmuştur.
Antik Sanat ve Cenk
Antik savaşlar acımasız ve çoğu zaman kanlı bir vakaydı. Silahlar ve zırhlar, askerlere muharebede bir avantaj sağlamak için devamlı olarak evrimleşiyordu. Antik sanatçılar, sanatlarında çoğunlukla savaşı tasvir ederek askerlerin hayatlarına ve muharebede kullanılan stratejilere dair bir perspektif sağlıyorlardı.
Antik savaşlarda kullanılan en yaygın silahlardan biri kılıçtı. Kılıçlar çoğu zaman demir ya da bronzdan yapılırdı ve hem kesmek aynı zamanda saplamak için kullanılırdı. Bir kılıcın uzunluğu, kullanıldığı cenk türüne bağlı olarak değişirdi. Uzun kılıçlar süvariler tarafınca kullanılırken, daha kısa kılıçlar piyadeler tarafınca kullanılırdı.
Antik savaşlarda kullanılan bir öteki yaygın tabanca mızraktı. Mızraklar çoğu zaman tahtadan yapılırdı ve ucu metaldi. Mızraklar hem saplama aynı zamanda fırlatma için kullanılabilirdi. Bir mızrağın uzunluğu, kullanıldığı cenk türüne gore değişirdi. Uzun mızraklar süvariler tarafınca kullanılırken, daha kısa mızraklar piyadeler tarafınca kullanılırdı.
Kılıç ve mızraklara ayrıca, eski askerler baltalar, yaylar ve oklar, sapanlar ve sopalar şeklinde muhtelif öteki silahları da kullandılar. Bu silahlar hem düşmanı öldürmek aynı zamanda yaralamak ve askerleri saldırıdan korumak için kullanılırdı.
Antik zırhlar da savaşın mühim bir parçasıydı. Zırhlar askerleri düşmanlarının silahlarından korumak için kullanılırdı. Kullanılan zırh türü, kullanıldığı cenk türüne gore değişirdi. Ağır zırhlar süvariler ve piyadeler tarafınca kullanılırken, hafifçe zırhlar okçular ve muharebe erleri tarafınca kullanılırdı.
Antik cenk tehlikeli ve genellikle ölümcül bir vakaydı. Sadece, bununla beraber büyük bir yaratıcılık ve yenilik zamanıydı. Antik askerler tarafınca kullanılan silahlar ve zırhlar devamlı olarak gelişiyordu ve savaşı tasvir eden sanat, bu savaşçıların hayatlarına kıymetli bir perspektif sağlıyor.
9. Antik Sanat ve Diğer Dünya
Antik halkların diğer dünya ile alakalı muhtelif inançları vardı ve bu inançlar çoğunlukla sanatlarında anlatım buluyordu. Birtakım kültürler diğer dünyanın bu hayatta meydana getirilen eylemler için bir mükafaat ya da ceza yeri olduğuna inanırken, ötekiler bunun bir dinlenme yeri ya da yeryüzündeki hayatın devamı olduğuna inanıyordu.
Antik Mısır sanatı, Mısırlıların ölen ferdin diğer dünyada yolunu bulabilmesi için bu resimlere gereksinim duyacağına inanmaları sebebiyle diğer dünya resimleriyle doludur. Mısır mezarları çoğu zaman ruhun diğer hayattaki yolculuğunu tasvir eden resimler ve heykellerle süslenirdi ve bu resimler ölen ferdin diğer dünyaya emin bir halde ulaşmasına destek olmak için tasarlanmıştı.
Antik Yunan sanatı, Yunanlıların diğer dünya ile alakalı inançlarını da yansıtır. Yunanlılar, diğer dünyanın ölülerin ruhlarının ikamet etmiş olduğu Hades isminde bir yer olduğuna inanırdı. Hades çoğu zaman karanlık ve kasvetli bir yer olarak tasvir edilirdi, sadece bununla beraber ölülerin ziyafet, içki ve müzik şeklinde yaşamın zevklerinin tadını çıkarmaya devam edebilecekleri bir yerdi.
Antik Roma sanatı, Romalıların diğer dünya ile alakalı inançlarını da yansıtır. Romalılar, diğer dünyanın, ölülerin ruhlarının ikamet etmiş olduğu Yeraltı Dünyası isminde olan bir yer olduğuna inanıyorlardı. Yeraltı Dünyası çoğunlukla karanlık ve kasvetli bir yer olarak tasvir edilirdi, sadece bununla beraber ölülerin ziyafet, içki ve müzik şeklinde yaşamın zevklerinin tadını çıkarmaya devam edebilecekleri bir yerdi.
Antik Çin sanatı bununla beraber Çinlilerin diğer dünya ile alakalı inançlarını da yansıtır. Çinliler diğer dünyanın, ölülerin ruhlarının ikamet etmiş olduğu Sarı Pınarlar isminde bir yer olduğuna inanırdı. Sarı Pınarlar çoğu zaman ölülerin doğayla ahenk içerisinde yaşayabildiği güzel ve rahat bir yer olarak tasvir edilirdi.
Antik Hindistan sanatı, Hintlilerin diğer dünya ile alakalı inançlarını da yansıtır. Hintliler, diğer dünyanın Moksha isminde bir yer olduğuna inanırlardı; burada ölülerin ruhları tanrısal olanla yine bir araya gelirdi. Moksha, çoğu zaman ölülerin bütün acılardan kurtulacağı sevinçli ve sonsuz bir varoluş hali olarak tasvir edilirdi.
S: Antik sanat nelerdir?
A: Antik sanat, Orta Asır’dan ilkin mevcud kültürler tarafınca üretilen görsel sanatları anlatım eder. Buna Neolitik devre, Bronz Çağı, Demir Çağı ve Klasik devre sanatı dahildir.
S: Antik sanatın değişik türleri nedir?
A: Fotoğraf, heykel, mimari ve mücevher şeklinde birçok değişik antik sanat türü vardır. Her sanat türünün kendine has zamanı ve gelenekleri vardır.
S: Antik sanatın en meşhur örnekleri nedir?
A: Antik sanatın en meşhur örneklerinden bazıları Giza piramitleri, Terracotta Ordusu, Parthenon ve Tac Mahal’dir. Bu sanat eserlerinin tamamı antik sanatçıların yetenek ve yaratıcılığının kanıtıdır.
0 Yorum